fbpx

Morfogenetik Kriterlere Dayalı Embriyo Seçimi

Klasik tüpbebek tedavilerinde yüksek implantasyon kapasitesine sahip olan embriyonun seçimi, tedavi başarısının arttırılması için gerekli olan en önemli basamakların başında gelmektedir. Günümüzde pek çok tüp bebek merkezinde / laboratuarında adı geçen seçim gün içerisinde son derece kısıtlı bir zaman aralığında ve embriyonun gelişim hızının ve dış görünüşünün mikroskop altındaki anlık olarak değerlendirilmesi şeklinde yapılmaktadır.

Embriyonun statik (anlık) morfolojisine göre yapılan bu değerlendirmeler klivaj döneminde genellikle blastomer sayısı, büyüklüğü ve fragmantasyon yüzdesine göre yapılıyor iken, blastosist aşamasında embriyonun genişleme durumu, iç hücre kütlesi ve trofoblastı oluşturan hücrelerin yapısal özelliklerine göre değerlendirilmektedir. Değerlendirme büyük ölçüde anlık gözlemlere ve gözlemcinin tecrübesine dayandığından, aynı laboratuar içerisinde çalışan farklı embriyologlar arasında bile zaman zaman ciddi değerlendirme farkları görülebilmekte, bu durum da gebelik başarılarında ciddi değişiklikler yaratabilmektedir.

İlk tüp bebek uygulamasından günümüze kadar geçen yaklaşık 40 yıl boyunca amaç çoğunlukla birden fazla embriyo transferi yaparak yüksek gebelik ve canlı doğum elde etmek iken, son yıllarda özellikle çoğul gebeliklere bağlı komplikasyonların da azaltılması amacı ile gerçekleştirilen embriyo sayısındaki anlamlı azaltma, çok daha etkin ve verimli embriyo seçim sistemlerine ihtiyacı da beraberinde getirmiştir. Tedavi başarısı için mümkün olan en iyi embriyonun seçilmesi geçmişte sadece embriyonun yukarıda belirtildiği gibi gelişimi boyunca elde edilen statik morfolojik özelliklere dayalı günlük ve/veya kümülatif kalite değerlendirme sistemleri veya algoritmalar ile sağlanıyor iken son yıllarda özellikle dinamik embriyo görüntüleme sistemlerinin geliştirilmesi ve klinik pratiğe girişi ile birlikte embriyo morfokinetiği de embriyo seçimi için önemli bir (ek) araç haline gelmiştir.

Klinik sonuçlarının embriyo morfokinetik özellikleri ile korelasyonunun detaylı değerlendirildiği çalışmalar sayesinde günümüzde başarı şansı yüksek ernbriyonun seçiminden çok rahme tutunma ve sağlıklı gebelik oluşturma özelliği düşük olan seçim dışı bırakılabilmesi sağlanabilmektedir.

In vitro fertilizasyon (IVF) laboratuarlarında insan embriyoları üzerinde elde edilen yeni morfokinetik parametrelerin statik gözlemlerde elde edilen morfolojik özellikler ile birlikte kullanıldığında klinik başarıyı arttırabileceği güncel pek çok çalışmada ifade edilmektedir.